Küresel otomobil pazarında 2025’in ilk yarısına ait satış verileri, dengelerin nasıl değiştiğini net biçimde gösteriyor. Listenin zirvesinde yer alan Toyota, yaklaşık 4,7 milyon adetlik satışla dünyanın en çok satan otomobil markası olmayı sürdürdü. Böylece Japon üretici, en yakın rakibi Volkswagen’in iki katına yaklaşan bir hacme ulaştı.
Toyota’nın satışları yıllık bazda (YoY) yüzde 6 artarken, bu performans markanın Kuzey Amerika’dan Asya’ya uzanan geniş model yelpazesine ve üretim ölçeğine işaret ediyor. İçten yanmalı motorlu araçların yanı sıra hibrit ve elektrikli modellerin aynı çatı altında sunulması, Toyota’ya hâlâ önemli bir avantaj sağlıyor.
Toyota’yı 2,3 milyonluk satışla Volkswagen izledi. Alman üretici yüzde 5’lik yıllık artışla yerini korudu ancak liderle arasındaki fark açılmış durumda. Üçüncü sıradaki Ford ise 2,1 milyon civarındaki satışına karşın yüzde 1’lik daralma yaşadı.
BYD ve Geely’nin elektrikli atağı
Listenin en dikkat çekici yükselişi Çinli BYD’ye ait. Marka, 2025’in ilk altı ayında 2 milyon seviyesine yaklaşan satışla dördüncü sıraya yerleşti ve yıllık bazda yüzde 31 gibi çarpıcı bir büyüme yakaladı. Hesaplamalar, mevcut hızını koruması halinde BYD’nin yıl bitmeden Ford’u geride bırakabileceğine işaret ediyor.
Bu yükselişin arkasında Çin’in elektrikli araç pazarındaki patlama kadar, BYD’nin Avrupa ve Latin Amerika’ya yönelik agresif ihracat stratejisi de bulunuyor. Giriş seviyesi elektrikli modellerden aile tipi araçlara kadar uzanan geniş ürün gamı, markayı sadece iç pazara bağımlı olmaktan çıkarıp küresel oyuncuya dönüştürüyor.
Çinli bir diğer üretici Geely de listede 12’nci sıraya yerleşti. Yaklaşık 1 milyon adetlik satışa ulaşan Geely, yüzde 59’luk artışla büyüme hızında tüm rakiplerini geride bıraktı. Bu performans, Çin menşeli markaların yalnızca adet bazında değil, dinamizm açısından da küresel markaları zorlamaya başladığını gösteriyor.
Asya merkezli güç dengesi
İlk 15 markaya bakıldığında, sekiz Asyalı üreticinin listede yer aldığı görülüyor. Toyota, BYD, Hyundai, Honda, Suzuki, Nissan ve Kia gibi markalar, özellikle kompakt ve aile araçlarında geniş tüketici kesimlerine hitap eden modelleriyle öne çıkıyor.
Hyundai, 1,96 milyonluk satışla beşinci sırada yer alırken yüzde 1’lik sınırlı da olsa bir büyüme kaydetti. Güney Koreli kardeş marka Kia ise 1,59 milyon adetle dokuzuncu sıraya yerleşti ve satışlarını yüzde 2 artırdı. Her iki marka da elektrikli ve hibrit ürün gamını genişleterek pazar payını korumaya çalışıyor.
Honda, Suzuki ve Nissan cephesinde ise tablo karışık. Honda 1,66 milyon, Suzuki 1,63 milyon, Nissan ise 1,62 milyon civarında satış gerçekleştirdi. Ancak üç markanın da satışları yıllık bazda yüzde 2 ile 7 arasında geriledi. Bu düşüşte, bazı pazarlarda yoğunlaşan rekabet ve model yenileme döngülerindeki gecikmeler etkili oluyor.
Avrupa’nın lüks devleri frene bastı
Avrupa merkezli lüks üreticiler listede varlığını sürdürüyor ancak büyüme tarafında geride kaldı. BMW, 1,07 milyonluk satışa rağmen yüzde 2’lik bir düşüş yaşadı. Mercedes’in satışları yaklaşık 900 bin adet seviyesinde kalırken, yüzde 6’lık gerileme dikkat çekti. Audi de 784 bin civarındaki satışla benzer oranda bir küçülme kaydetti.
Bu markalar, bir yandan yüksek fiyatlı segmentte talep daralmasıyla, diğer yandan elektrikli araç rekabetiyle karşı karşıya. Özellikle Avrupa’da tüketici teşviklerinin azaltılması ve kredi koşullarının sıkılaşması, premium segmentteki satışları baskılıyor.
Renault ise 809 bin araçlık satışla 14’üncü sırada yer aldı ve yüzde 2’lik artışla Avrupa kökenli markalar arasında nadir büyüyenlerden biri oldu. Marka, kompakt sınıftaki modelleri ve bazı pazarlarda güçlenen hafif ticari araç portföyü sayesinde listede tutunmayı başardı.
Amerikan pazarı ve Chevrolet’nin rolü
Listenin onuncu sırasında yer alan Chevrolet, yaklaşık 1,49 milyonluk satışla yüzde 2 büyüme elde etti. Özellikle Amerika Birleşik Devletleri pazarında güçlü olan marka, SUV ve pick up modellerinin yanında elektrikli araç ailesini de genişleterek rekabete ayak uydurmaya çalışıyor.
Buna karşın Ford’un küçülmesi, klasik Amerikan markalarının kendi ev pazarında bile daha sert rekabetle karşılaştığını gösteriyor. Hem yerli rakipler hem de Asyalı üreticilerin ABD’deki üretim ve satış ağlarını güçlendirmesi, bu tabloyu şekillendiren başlıca etkenler arasında.
Yılın geri kalanına dair işaretler
2025’in ilk yarısına ait bu tablo, otomotiv sektöründe dönüşümün hız kesmeden devam ettiğini ortaya koyuyor. Elektrikli araç yatırımlarını büyüten, küresel ölçekte agresif satış stratejileri geliştiren markalar öne çıkarken, geleneksel pazar gücüne yaslanan üreticilerin zorlandığı görülüyor.
Yılın ikinci yarısında talep koşulları, faiz ortamı ve devlet teşvikleri gibi unsurlar kadar, markaların yeni model lansmanları da sıralamayı etkileyebilir. Ancak şimdilik tablo açık: Toyota liderliğini koruyor, BYD ve Geely gibi Çinli oyuncular hızlı adımlarla yukarı tırmanıyor, köklü markalar ise bu yeni dengeler içinde pozisyon arıyor.
Berlin 29°C
