İstanbul Başsavcılığı’nın son geniş çaplı operasyonunda, farklı kulüplerden ve futbolun çeşitli mevkilerinden çok sayıda isim gözaltına alındı. Fenerbahçe’den Mert Hakan Yandaş, Galatasaray’dan Metehan Baltacı, eski hakem Ahmet Çakar, FIFA kokartlı hakem Zorbay Küçük, Adana Demirspor’un eski başkanı Murat Sancak ve bazı kulüp yöneticileri adliyede ifade verdi. Haber hazırlığı sırasında sorgulamaların sürdüğü ve bazı şüphelilerle ilgili kararların henüz verilmediği öğrenildi.
MASAK tarafından incelenen para hareketlerinde özellikle Zorbay Küçük’ün hesapları dikkati çekti. Rapora göre toplamı 22 milyon TL’yi aşan transferlerde 14 kişinin adı benzer bahis şebekeleriyle kesişti. Küçük’ün bazı ödemeleri “sevgilisinin annesi”, “berber”, “krampon satıcısı” gibi açıklamalarla gerekçelendirdiği belirtilirken, amatör ligdeki paralel soruşturmada da 37 kişinin sağlık kontrollerinin tamamlandığı bildirildi. Türkiye Futbol Federasyonu'nun yeni bir liste açıklamaya hazırlanması, dosyanın henüz kapatılmadığını gösteriyor.
İngiltere ayağı: Entain plc ve Masterson bağlantısı
Türkiye’deki operasyonun gölgesinde asıl kritik dosyanın İngiltere’de görüldüğü ifade ediliyor. Küresel bahis şirketi Entain plc’nin 2011 ila 2018 yılları arasındaki faaliyetlerine ilişkin açılan davada eski yönetim kadroları yargılanıyor. İddiaların ağırlığı nedeniyle şirketin suçlamaların önemli bölümünü kabul ettiği ve yüksek meblağlı bir ödeme yükümlülüğünü kabul ettiği biliniyor.
Türk kamuoyunu yakından ilgilendiren asıl nokta ise bu dosyada Türkiye’den defalarca geçen bazı isimlerin yer aldığı iddiası. Bu isimler arasında kulüp sahipleri, yöneticiler ve kamu görevlilerinin bulunduğu ileri sürülüyor. Dikkat çeken bir diğer bağlantı, İngiltere’de yargılanan Scott W. Masterson’ın Türkiye’deki önceki bir handikap operasyonunda da adının geçmiş olması. Masterson’ın Türkiye bağlantılarının havaalanı çıkışlarında kurulan temaslarla sağlandığı ifade ediliyor. Bu ağın çok uluslu bir yapıya işaret etmesi, Türkiye’deki operasyonların tek başına kalıcı çözüm getiremeyeceğini ortaya koyuyor.
Basın özgürlüğü ve yurtdışı yasağı tartışması
Dosyanın kamuoyunda yarattığı geniş etki yalnızca bahis ağıyla sınırlı değil. Hakkındaki soruşturma nedeniyle yurtdışına çıkış yasağı bulunan bir gazetecinin, mesleğini icra edemediği ve sürecin kişiselleştirildiği yönündeki açıklamaları, adil yargılama ve basın özgürlüğü tartışmalarını yeniden alevlendirdi. Somut bir iddianame sunulmaması ve adli kontrol kararında ilerleme olmaması, uluslararası boyutu yerinde takip etme imkânını ortadan kaldırdığı gerekçesiyle eleştiriliyor.
Geniş ağın çözülmesi için uluslararası işbirliği
Türkiye’de yayınlanan listeler, gözaltılar ve MASAK raporları sarsıcı bir tablo ortaya koysa da asıl merkez üssünün İngiltere’deki mahkeme salonu olduğu vurgulanıyor. Yasadışı bahis ağı, futbolcuları, hakemleri, kulüp yöneticilerini, federasyon çalışanlarını, kamu görevlilerini ve uluslararası finans aktörlerini ortak bir para mekanizması içinde birleştiren çok katmanlı bir yapı olarak tanımlanıyor.
Bu nedenle yalnızca Türkiye içindeki operasyonların sorunu kalıcı olarak çözmeye yetmeyeceği, uluslararası adli yardımlaşma ve finansal şeffaflığın belirleyici rol oynayacağı değerlendirmesi yapılıyor. Uzmanlar, sürecin şeffaf yürütülmesi, basın özgürlüğünün korunması ve kurumların tespitlerinin takip edilmesinin zaruri olduğuna dikkat çekiyor.