sondakika
Üye Ol Ara
icon_weather Berlin 29°C
icon_weather Istanbul 33°C
icon_weather London 25°C
icon_weather New York 28°C
icon_weather Tokyo 30°C
icon_weather Paris 27°C
icon_weather Dubai 38°C
icon_weather Moscow 22°C
icon_weather Sydney 19°C
icon_weather Beijing 31°C
icon_weather Rio 24°C
icon_weather Cairo 35°C
icon_weather Rome 32°C
icon_weather Madrid 30°C
icon_weather Toronto 26°C
Üye Ol Ara
icon_weather Berlin 29°C
icon_weather Istanbul 33°C
icon_weather London 25°C
icon_weather New York 28°C
×



Evler hastane odasına dönüşüyor

Evler hastane odasına dönüşüyor
Sağlık
Hastaneler maliyet baskısına karşı çözümü evde tedavide görüyor.
Amerika’da giderek daha fazla sağlık sistemi, oturma odalarını yoğun bakım düzeyinde tedavilerin uygulanabildiği alanlara dönüştürüyor. Ağır hastaların ev ortamında izlenmesini sağlayan bu yaklaşım, Covid döneminde hız kazanarak sağlık altyapısının önemli bir parçası haline geldi. Hastaların sürekli ışıklı ve gürültülü hastane odalarında yaşadığı stresin iyileşmeyi geciktirmesi uzmanların dikkatini çekmişti. Yapılan araştırmalar, uykusuzluk, beyaz önlük hipertansiyonu ve psikolojik gerginliğin ev ortamında ciddi biçimde azaldığını ortaya koyuyor.

Kritik hastalığı bulunan küçük çocuklardan kronik rahatsızlığı olan ileri yaşlılara kadar geniş bir yelpazede uygulanan model, evde kalmanın hem psikolojik hem fizyolojik yararını öne çıkarıyor. Yüksek maliyetli hastane yataklarının kullanımını azaltması, yoğun bakım ihtiyacı olmayan ancak sürekli izlenmesi gereken hastaların evde tedavi edilmelerini mümkün kılıyor. Bu durum, Covid’in yarattığı yatak krizinin ardından hızla benimsenen politikaların temelini oluşturdu.

Uzaktan izleme teknolojileri sayesinde tansiyondan oksijen satürasyonuna, nabızdan uyku düzenine kadar pek çok veri hastanelere otomatik olarak aktarılıyor. Basit bir tuşa basılarak kullanılabilen cihazlar, yaşlı hastalarda bile erişilebilirlik sorunlarını ortadan kaldırıyor. Solunum, dolaşım, böbrek ve enfeksiyon hastalıkları evde bakımın en sık uygulandığı alanlar arasında yer alıyor.

Hastaneler, bu modelle hem maliyetlerini düşürdü hem de hasta memnuniyetini artırdı. Program ağır hastalara alan açtı. Çeşitli araştırmalar, evde hastane programına alınan hastalarda ölüm oranlarının belirgin biçimde düştüğünü ortaya koydu. Program sonrası ilk 30 günde harcamalarının azalması da sistem yöneticilerinin dikkatini çekmiş durumda. Artan maliyetler ve personel yetersizliği, birçok yöneticiyi dijital sağlık çözümlerine yöneltiyor.

Bununla birlikte program her hasta için uygun değil. Hastaların sosyal koşulları, evin fiziki durumu, aile desteği, güvenlik unsurları ve bazı kişisel alışkanlıklar değerlendirilerek karar veriliyor. Sağlık çalışanlarının evde güvenle hareket edebilmesi, silah bulunmaması, sigara içilmemesi ve alkol ya da uyuşturucu kullanımının olmaması gibi kriterler uygulanıyor.




Evde hastane programlarının en zayıf halkası ise aileler olarak öne çıkıyor. Ağır hastaya sürekli destek sunan bakım verenlerin büyük bölümü, stres, yalnızlık, tükenmişlik ve uyku bozuklukları yaşıyor. Birçok aile, evlerinin artık bir hastane düzenine dönüşmesinin yarattığı baskıdan söz ediyor. Buna karşın hastanın sevdiklerinin yanında olmasının iyileşme sürecine büyük katkı sunduğu düşünülüyor.

Özellikle enfeksiyon riskinin yüksek olduğu çocuklarda, evde geçirilen her yıl hayati önem taşıdı. Bu ortam, hem aileler hem de sağlık çalışanları için özel bağların kurulmasına da olanak tanıdı.

Modelin geleceği’un herhangi bir açıklaması bulunmuyordu ve yalnızca fotoğraf altı bilgisinde yer aldığı için bu metne dahil edilmedi.

Modelin geleceği, sağlık politikalarında yapılacak düzenlemelere bağlı. Uzmanlar, uzun vadeli bir çerçeve oluşturulması halinde evde hastane uygulamasının ülke çapında daha yaygın ve sürdürülebilir hale geleceğini belirtiyor. Aileler ise hem tıbbi destek hem de insan sıcaklığının bir arada bulunduğu bu yeni sağlık düzeninin önemli bir seçenek olduğunu vurguluyor.

Benzer Haberler