Trump’ın en güvendiği isimlerden biri haline gelen Marco Rubio, Ukrayna için güvenlik garantileri arayışında kritik görev üstlendi
Moskova ile müzakerelerde NATO dışı formüller masada, Avrupa başkentleri temkinli
Bir dönem Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’i “gangster” ve “savaş suçlusu” diye nitelendiren Marco Rubio, bugün ABD dış politikasının merkezinde yer alıyor. Hem Dışişleri Bakanı hem de Ulusal Güvenlik Danışmanı olarak görev yapan Rubio, Başkan Donald Trump’ın en güvendiği isimlerden biri olarak Ukrayna krizinde baş müzakereci konumunda.
Ukrayna’ya garanti arayışı
Trump, Rubio’ya Avrupa liderleriyle güvenlik garantilerini müzakere etme görevini verdi. Washington, Amerikan askerlerini Ukrayna’ya konuşlandırma fikrine kapalı. Ancak Kiev yönetimi, olası bir Rus saldırısında arkasında durulacağına dair güçlü bir güvence istiyor. Bu noktada NATO dışında yeni bir güvenlik mimarisi oluşturulması gündemde.
Masada, Amerikan hava desteğinden istihbarat paylaşımına, Karadeniz’de deniz gücü konuşlandırılmasına kadar farklı seçenekler bulunuyor. Ancak bu garantilerin hukuken bağlayıcı hale gelip gelmeyeceği ve Kongre onayı gerektirip gerektirmeyeceği belirsizliğini koruyor.
Avrupa’nın gözü Rubio’da
Avrupa başkentlerinde Rubio’nun başmüzakereci olması memnuniyetle karşılandı. Senato’daki yıllarında Avrupa ile güçlü bağlar kuran Rubio, Avrupalılar tarafından “çalışılabilir” bir isim olarak görülüyor. Council on Foreign Relations’tan Liana Fix, “Avrupa’nın asıl ihtiyacı lojistik ve istihbarat desteği. Kendi kapasiteleri sınırlı. Rubio’nun bu görevi üstlenmesi güven verici” dedi.
Trump’la yakınlık ve sadakat
2016’daki Cumhuriyetçi adaylık yarışında Trump’ın en sert rakiplerinden biri olan Rubio, son yıllarda başkana bağlılığıyla öne çıktı. Trump’ın Putin’le yaptığı görüşmelere katılan Rubio, sadakati sayesinde yalnızca dış politikada değil, USAID ve Ulusal Arşivler gibi kurumlarda da sorumluluk üstlendi.
Pragmatizme yöneliş
Geçmişte Putin’i açıkça “savaş suçlusu” ilan eden Rubio, bugün diplomatik pragmatizmi benimsiyor. Mayıs ayında Kongre’de yaptığı konuşmada, “Savaş suçları işlendi, bu kesin. Ama öncelik savaşı bitirmek” ifadelerini kullandı. Bu yaklaşım, Trump yönetiminin önceliğiyle örtüşüyor.
Avrupa için hassas denge
Avrupa ülkeleri, 2014–2015 Minsk görüşmelerinde Rusya’nın müzakereleri oyalama taktiğini hatırlıyor. Bugün de benzer bir strateji ihtimali endişe yaratıyor. Trump ise Fox News’te, Fransa, Almanya ve Britanya’nın Ukrayna için “sahaya asker göndermeye hazır” olduklarını öne sürdü. Ancak kamuoyundaki isteksizlik, liderlerin elini zayıflatıyor.
Rubio’nun önümüzdeki haftalarda yürütmesi beklenen temaslar, sadece Ukrayna’nın güvenliği değil, Avrupa’nın gelecekteki güvenlik mimarisi açısından da belirleyici olacak.
ABD dış politikasında Rubio’nun rolü
