ABD’de federal düzeyde aşı politikalarını şekillendiren Aşılama Uygulamaları Danışma Komitesi (ACIP), yenidoğan bebeklere hepatit B aşısı yapılmasına ilişkin yaklaşık otuz yıldır geçerli olan tavsiyede köklü değişikliğe gitti. Komite, tüm bebeklere doğumda otomatik olarak ilk dozun yapılması önerisini kaldırarak, tavsiyesini sadece belirli risk gruplarıyla sınırlama kararı aldı.
Yeni karara göre hepatit B aşısı doğumda, yalnızca annesi hepatit B pozitif olan ya da gebelik sırasında test edilmemiş, dolayısıyla durumu bilinmeyen annelerin bebekleri için “güçlü tavsiye” olarak kalacak. Annesi hepatit B negatif olan bebeklerde ise doğumda aşı yapılması zorunlu bir standart olmaktan çıkacak, aşının ne zaman ve nasıl uygulanacağı ebeveynler ile çocuk doktorlarının ortak kararına bırakılacak.
Komitenin aldığı kararın yürürlüğe girmesi için, Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri (CDC) Direktörü Jim O’Neill’in onayı gerekiyor. O’Neill’in yeni tavsiyeyi imzalaması halinde, hepatit B aşısına ilişkin bu değişiklik, çocukluk dönemi rutin aşı takvimine resmen işlenecek.
Yeni tavsiye riskli gruplara odaklanıyor
ACIP tarafından benimsenen yeni yaklaşım, doğumda genel bir “herkese aşı” politikasından, risk temelli bir modele geçiş anlamına geliyor. Buna göre en yüksek riskli grup olarak görülen, hepatit B taşıyıcısı annelerin bebeklerinde mevcut koruyucu protokol korunuyor ve bu bebeklere doğumdan kısa süre sonra hem hepatit B aşısı hem de hepatit B immün globulin uygulanmaya devam ediyor.
Ancak annesi hepatit B negatif olan bebeklerde, aşılamanın doğumda değil, daha sonraki aylarda yapılması da bir seçenek haline geliyor. Bu grup için, ilk dozun doğum yerine ilerleyen aylarda yapılması gündeme gelirken, karar ailelerin risk algısına, hekimin değerlendirmesine ve eyaletlerin uygulama tercihine göre farklılık gösterebilecek.
Hepatit B, özellikle doğumda ya da yaşamın ilk yıllarında bulaştığında, kronik karaciğer hastalığı, siroz ve karaciğer kanseri riskini ciddi ölçüde artıran bir enfeksiyon olarak biliniyor. Uzmanlar, bebeklik döneminde enfeksiyon kapan çocukların önemli bir kısmında hastalığın kronikleştiğini, bu nedenle doğumda yapılan ilk dozun çocukları ömür boyu sürebilecek ağır sonuçlardan koruyan önemli bir bariyer olduğunu vurguluyordu.
ABD’de 1991’den bu yana yürürlükte olan uygulama, tüm bebeklere doğumdan sonraki ilk 24 saat içinde hepatit B aşısının yapılmasını öneriyor ve bu sayede çocuklarda hepatit B görülme sıklığının belirgin şekilde azalmasına katkı sağladığı kabul ediliyordu. Yeni karar, işte bu yaklaşık otuz yıllık politikanın gevşetilmesi anlamına geliyor.
Senatodan “hata” uyarısı
ACIP’in tavsiyesi, Kongre cephesinde de yankı buldu. ABD Senatosu Sağlık Komitesi Başkanı ve karaciğer hastalıkları uzmanı Cumhuriyetçi Senatör Bill Cassidy, alınan kararı “hata” olarak nitelendirerek CDC’ye çağrıda bulundu. Cassidy, kurumun yeni tavsiyeleri kabul etmemesi gerektiğini savundu.
Senatör, doğumda yapılan hepatit B aşısı uygulamasının kaldırılmasının, çocuklarda hepatit B vakalarının yeniden artmasına yol açabileceği uyarısında bulundu. Özellikle gebelikte test edilmeyen veya test sonuçları hatalı değerlendirilen anneler nedeniyle, riskli bebeklerin gözden kaçabileceği, doğumda rutin dozun kalkmasının bu açıdan ciddi bir boşluk yaratabileceği dile getiriliyor.
Tıp çevrelerinden yükselen eleştirilerde de, doğum anının bebeklere aşı ulaştırmak için en güvenli ve en pratik zaman dilimi olduğu, sonradan randevuya dayalı programlarda hem ailelerin hem de sağlık sisteminin aksama yaşama ihtimalinin arttığı vurgulanıyor.
Kennedy yönetiminde aşı politikası tartışması
ABD Sağlık Bakanı Robert F. Kennedy Jr., bu yıl içinde ACIP’in tüm üyelerini görevden alarak komiteyi baştan şekillendirmiş, yeni listede aşı karşıtı görüşleriyle bilinen bazı isimlere de yer vermişti. Hepatit B kararının, bu değişiklikten sonra gelen en dikkat çekici adımlardan biri olması, tartışmayı sadece tıbbi çerçevede değil, siyasi boyutuyla da gündeme taşıdı.
Eleştirilerde, komitenin yeni yapısının bilimsel kanıtlardan ziyade ideolojik tutumlarla hareket ettiği, özellikle çocukluk çağındaki aşı programlarının güvenilirliğini zedeleyebilecek kararların gündeme geldiği savunuluyor. Kennedy yönetimi ise, tartışmalı isimlere getirilen eleştirilere karşın, komitenin “ailelerin söz hakkını artıran” bir çizgiye çekildiğini öne sürüyor.
Bu çerçevede hepatit B doğum dozu tavsiyesinin gevşetilmesi, aşı politikasında “bireysel tercih” vurgusunu öne çıkaran bir çizginin ilk büyük somut örneklerinden biri olarak görülüyor.
Aileler ve hekimler için belirsizlik dönemi
CDC Direktörü Jim O’Neill’in alacağı karar, sahadaki uygulamanın nasıl şekilleneceği açısından belirleyici olacak. Olası senaryolar arasında, tavsiyenin olduğu gibi onaylanması, bazı maddelerde değişiklik talep edilmesi ya da komiteye geri gönderilmesi yer alıyor.
Olası bir onay halinde, her eyaletin kendi sağlık otoritesi, doğumda hepatit B aşısını nasıl konumlandıracağına karar verecek. Bazı eyaletlerin mevcut çizgiyi koruyarak, tüm bebeklere doğumda aşı önermeye fiilen devam etmesi; bazılarının ise komitenin yeni tavsiyesine daha sıkı bağlanarak uygulamayı sınırlandırması bekleniyor.
Aileler açısından ise tablo daha karmaşık hale gelebilir. Önceden doğum sonrası otomatik uygulanan bir aşı yerine, şimdi ebeveynlerin, bebeğin risk durumu, yaşadığı bölgedeki hepatit B yaygınlığı ve kendi sağlık geçmişleri gibi unsurları değerlendirerek karar vermesi gerekecek. Bu da doktorlarla daha ayrıntılı görüşmeyi ve tutarlı bilgilendirme kampanyalarını zorunlu kılıyor.
Tıp çevreleri, hem ailelerin hem de hekimlerin, hepatit B enfeksiyonunun uzun vadeli sonuçlarını, doğumda ya da erken çocukluk döneminde bulaşın risklerini ve yıllardır elde edilmiş kazanımların nasıl korunabileceğini dikkate alarak hareket etmesi gerektiğini vurguluyor. CDC’nin vereceği nihai karar ve eyaletlerin tutumu, önümüzdeki dönemde hem hepatit B ile mücadelenin yönünü hem de aşı programlarının genel olarak nasıl şekilleneceğini göstermesi bakımından yakından izlenecek.