ABD’de internet erişimi büyük ölçüde özel şirketler tarafından sağlanıyor ve bunlardan biri de Cox Communications. Ülke genelinde 6.5 milyon abonesi bulunan şirket, kablolu internet, televizyon ve telefon hizmetleri veren büyük bir altyapı sağlayıcısı.
Yaklaşık 335 milyon nüfusa sahip ABD’de insanların büyük bir kısmı internet kullanıyor. Bu nedenle internet sağlayıcıların aldığı veya almadığı her karar, ulusal ölçekte etkiler yaratıyor. Cox’un karşı karşıya olduğu dava, yalnızca korsan müzik paylaşımı meselesi değil; aynı zamanda internet erişiminin hangi koşullarda korunacağı ya da kesilebileceği sorusunu da gündeme getiriyor.
ABD müzik endüstrisi; yapımcıları, yayıncıları, söz yazarlarını, yorumcuları, stüdyo çalışanlarını ve dijital platformları kapsayan geniş bir ekosistem. Dolaylı istihdamla birlikte sektörde bir milyonun üzerinde kişi gelir elde ediyor.
Müzik şirketleri, Cox kullanıcılarının 10 bini aşkın eseri izinsiz paylaşarak sektöre her yıl milyarlarca dolarlık zarar verdiklerini savunuyor. Endüstri temsilcileri, internet sağlayıcıların korsanlığı durdurmak için daha fazla sorumluluk üstlenmesi gerektiğini belirtiyor. Sony ve diğer yayıncılar, Cox’un tekrar eden ihlallere karşı “asgari önlemleri bile” uygulamadığını iddia ediyor.
Korsanlık nasıl tespit edildi
Korsan müzik paylaşımını takip eden sistemler, peer-to-peer dosya paylaşım ağlarında telifli içerik hareketlerini izliyor. Sistem, belirli bir dosyanın paylaşıldığını tespit ettiğinde bu bilgiyi ilgili IP adresi üzerinden internet sağlayıcısına bildiriyor.
İddialara göre Cox’un müşterileri, yıllar boyunca on binlerce eseri ücretsiz olarak dağıttı. Davacı şirketler, Cox’un bu ihlalleri tespit ettiği halde kullanıcı erişimlerini kesmediğini ve korsanlığa göz yumduğunu ileri sürüyor.
1 milyar dolarlık ceza
2019’da jüri, Cox’un korsanlığı durdurmak için gerekli adımları atmadığı gerekçesiyle şirkete 1 milyar dolar tazminat cezası verilmesine hükmetti. Bu karar, ABD hukuk tarihinde telif ihlalleriyle ilgili verilen en yüksek cezalar arasında yer aldı.
Ancak Bölge Temyiz Mahkemesi, Cox’un sorumluluğuna ilişkin bazı noktalarda hata yapıldığına karar vererek hükmü bozdu. Dosya daha sonra Yüksek Mahkeme’nin önüne geldi. Mahkeme şimdi Cox’un telif ihlallerine “maddi katkı” sağlayıp sağlamadığını belirleyecek.
“İnternet polisi değiliz”
Cox, müzik şirketlerinden gelen bildirimlerin çoğunlukla otomatik, doğrulanmamış ve tek taraflı bilgiler içerdiğini savunuyor. Şirkete göre yalnızca bir IP adresine dayanarak internet erişiminin kesilmesi hem teknik olarak sorunlu hem de toplumsal açıdan tehlikeli.
Bu yaklaşımın ailelerin çocuklarının davranışları yüzünden cezalandırılmasına, hastanelerin internetsiz kalmasına veya otellerin hizmet veremez hale gelmesine yol açabileceği belirtiliyor. Bu nedenle Cox, internet sağlayıcılarının “internet polisi” rolüne zorlanmasının hukuken kabul edilemeyeceğini ifade ediyor.
Adalet Bakanlığı, teknoloji şirketleri ve ifade özgürlüğü savunucuları da bu görüşe destek veriyor. ACLU (Amerikan Sivil Özgürlükler Birliği), telif ihlali bildirimlerinin çoğunun doğrulanmamış iddialara dayandığını vurguluyor. Bu nedenle internet hizmetinin kesilmesinin ciddi hak ihlallerine yol açabileceği belirtiliyor.
Müzik endüstrisi ise Cox’un korsanlığı durdurmak için bilinçli şekilde hareketsiz kaldığını savunuyor. Sony tarafından mahkemeye sunulan bir şirket içi mesajda, Cox yöneticisinin dijital telif yasasına yönelik sert ifadeler kullandığı iddiası davanın dikkat çeken unsurlarından biri.
Davanın yarın Yüksek Mahkemede görüşülmesi bekleniyor. Bu nedenle Yüksek Mahkeme’nin vereceği karar, yalnızca bir şirketi ya da bir sektörü değil; ABD’deki 300 milyonu aşkın internet kullanıcısını doğrudan etkileyecek. Karar, internet sağlayıcıların sorumluluk sınırlarını yeniden çizebilir ve dijital çağın telif hukukunda yeni bir dönemin kapısını açabilir.
Davanın sonucuna göre Cox, 1 milyar dolarlık cezayı ödemek zorunda kalabilir veya ülke genelinde internet sağlayıcıları için tamamen yeni bir standart belirlenebilir.
Berlin 29°C
