Babasının yolunda

Bill Gates, Microsoft ile kişisel bilgisayar çağının simge isimlerinden biri oldu. Şimdi ise en küçük kızı Phoebe Gates, yapay zekâ dalgasının tam ortasında kendi girişimiyle sahneye çıkıyor. Stanford’daki sınıf arkadaşı Sophia Kianni ile birlikte kurduğu Phia, kullanıcıların internet üzerinden alışveriş yapma alışkanlıklarını kökten değiştirmeyi hedefleyen bir yapay zekâ projesi olarak öne çıkıyor.

New York merkezli Phia, birkaç ay önce 8 milyon dolarlık tohum yatırımını kapatmıştı. Şirketin yeni turda 30 milyon dolar toplamaya hazırlandığı, bu turun da Phia’yı 180 milyon dolar değerlemeye taşıyacağı belirtiliyor. Bu hızlı sıçrama, hem yapay zekâ destekli alışveriş alanındaki potansiyeli hem de Gates soyadının hâlâ güçlü bir sermaye mıknatısı olduğunu gösteriyor.

Phoebe Gates, ailesinin teknoloji ve hayırseverlik mirasını reddetmek yerine, onu kendi kuşağının öncelikleriyle birleştirmeye çalışıyor. Sürdürülebilirlik, erişilebilir teknoloji ve daha kapsayıcı bir dijital ekonomi söylemleri, Phia’nın pazarlama dilinin de temel öğeleri arasında yer alıyor.

Yapay zekâ alışveriş ajanı: Phia ne yapıyor

Phia, kendisini “yapay zekâ alışveriş ajanı” olarak konumlandırıyor. Kullanıcı, klasik arama çubuklarında tek tek ürün bakmak yerine, ihtiyacını sohbet eder gibi sisteme anlatıyor. Yapay zekâ modeliyse kullanıcının bütçesini, stilini, önceki tercihlerini ve önceliklerini analiz ederek belirli ürünleri öneriyor.

Bu yapı, kullanıcıya zaman kazandırmayı hedeflerken, markalar açısından da daha hedefli bir müşteri profiline ulaşma imkânı sunuyor. Phia, perakendecilerle yapılacak gelir paylaşımı anlaşmaları ve komisyon bazlı iş modelleriyle büyümek istiyor. Orta vadede premium üyelik seçenekleri ve veri analitiğine dayalı kurumsal hizmetler de gündemde.

Gates ailesinin teknolojiyle iç içe geçmiş geçmişi düşünüldüğünde, Phoebe Gates’in yapay zekâ odaklı bir girişime yönelmesi şaşırtıcı görünmüyor. Babasının yazılım ve platform kurma tecrübesi, kızının ise kullanıcı deneyimi ve yeni nesil dijital alışkanlıklar üzerinden bir marka inşa etmeye çalışması, iki kuşağın teknoloji anlayışı arasındaki farkı da gösteriyor.

“Ayrıcalıklı çocuk” tartışması ve baskı

Phoebe Gates, kamuoyunda sık sık “nepo baby” olarak etiketleniyor. Kendisinin de zaman zaman bu ayrıcalıklı konuma sahip olmanın yarattığı baskı ve kaygıdan söz ettiği biliniyor. Ancak Phia’nın etrafında örülen hikâye, yalnızca ünlü bir soyadının sağladığı sermaye ve ilişki ağı üzerinden kurgulanmak istenmiyor.

23 yaşındaki kurucu, bir yandan ayrıcalıklı bir aileden geliyor, diğer yandan kendi kuşağının beklentilerine yanıt veren bir ürün geliştirmeye çalışıyor. Bu da hem eleştirileri hem de ilgiyi aynı anda büyütüyor. Phia’nın kısa sürede yüksek bir değerlemeye ulaşması, “paranın kaynağı” kadar, “ürünün gerçekten ne sunduğu” sorusunu da masaya getiriyor.

Gates ailesi, uzun süredir teknolojiyle birlikte sosyal etki ve hayırseverlik faaliyetleriyle de anılıyor. Bu anlamda Phoebe Gates’in önündeki çıta, yalnızca ticari başarı değil. Kullanıcı verilerinin korunması, algoritmik şeffaflık ve markaların öne çıkarılma biçimi gibi başlıklar, Phia’nın da itibar sınavlarından biri olacak.

Silikon Vadisi sermayesi ile ünlü etkisi aynı potada

Phia’nın yatırımları, klasik bir girişim sermayesi hikâyesinin ötesinde. Şirket, Silikon Vadisi kaynaklı fonların yanı sıra ünlü isimlerin ve etkili çevrelerin ilgisini çekiyor. Bu durum, bir yandan markanın pazarlama gücünü artırırken, diğer yandan beklenti seviyesini de yukarı taşıyor.

Yapay zekâ, özellikle tüketici teknolojisinde yeni bir “altın çağ” umuduyla görülürken, yatırımcılar da kullanıcının günlük hayatında somut karşılığı olan projelere yöneliyor. Alışveriş gibi herkesin deneyimlediği bir alanda yapay zekâ ajanı geliştirmek, bu açıdan güçlü bir anlatı sunuyor. Ancak bu anlatının kalıcı olup olmayacağı, Phia’nın gerçek kullanıcı verileri, büyüme hızları ve gelir rakamlarıyla test edilecek.

Bugün itibarıyla Phia, Gates soyadı ve yapay zekâ başlıkları aynı cümlede geçtiği için dikkat çekiyor. Yarın ise aynı girişimin, kişisel veriyi koruyan, kullanıcıyı yönlendirmek yerine gerçekten güçlendiren bir teknoloji olup olmadığı tartışılacak.

Yeni kuşak bir Gates hikâyesi

Babasının yolundan gitmek, Phoebe Gates için bir tekrar değil, yeni bir yorum anlamına geliyor. Bill Gates, bir dönemin yazılım devrimini temsil ederken, Phoebe Gates yapay zekâ ve kişiselleştirilmiş dijital deneyimler çağında kendi girişimiyle iz bırakmaya çalışıyor.

30 milyon dolarlık yeni yatırım turu ve 180 milyon dolarlık değerleme, bu hikâyenin maddi çerçevesini çiziyor. Asıl belirleyici olan ise Phia’nın, kullanıcıların hayatında ne kadar yer edineceği ve yapay zekâ destekli alışverişin yeni normal haline gelip gelmeyeceği olacak. Teknoloji dünyası, şimdilik bu yeni Gates hikâyesini yakından izlemeye devam ediyor.