Warner Bros. Discovery, sinema ve televizyon stüdyoları ile HBO Max dijital yayın platformunu Netflix’e satmak için özel (münhasır) müzakere sürecine girdi. Superman ve Harry Potter gibi markalarla tanınan şirketin bu hamlesi, eğlence ve medya sektöründe dengeleri değiştirebilecek büyüklükte görülüyor.
Son teklif turunun ardından Warner cephesi, Netflix ile masaya oturup diğer alıcı adaylarıyla görüşmeleri askıya aldı. Daha önce Paramount, CNN, TNT ve TBS gibi kablo kanallarını da kapsayacak şekilde tüm Warner Bros. Discovery’yi satın almak isterken, Comcast ise stüdyolar ve HBO Max odaklı bir teklif peşindeydi.
Netflix cephesi, Stranger Things ve Love Is Blind gibi popüler dizilerin evi olarak, Warner’ın zengin film ve dizi kütüphanesini, HBO markasını ve HBO Max platformunu bünyesine katarak konumunu daha da güçlendirmeyi hedefliyor. Bu hamle hayata geçerse, şirket tarihinin açık ara en büyük satın almasında imzalar atılmış olacak.
Paramount ve Comcast nasıl geride kaldı
Son günlerde üç talip de tekliflerini iyileştirerek masaya döndü. Ancak Warner’ın yönetimi, ağırlığı nakit olan paketle öne çıkan Netflix’i tercih etti. Böylece Paramount’un tüm şirketi kapsayan önerisi ve Comcast’in stüdyo odaklı planı geri plana düştü.
Paramount’un hedefi, Warner Bros. Discovery’yi bütünüyle devralarak hem stüdyoları hem de CNN, TNT, TBS gibi küresel kablo ağlarını kendi yapısına katmaktı. Comcast ise daha sınırlı bir yapı peşindeydi; stüdyolar ve HBO Max yayın işini kendi portföyüne bağlamayı tartışıyordu.
Ancak Warner cephesinden gelen bilgiler, şirketin stratejisinin artık “parça parça değer yaratma” yönünde evrildiğini gösteriyor. Bu çerçevede Netflix ile yürütülen münhasır görüşmelerin kısa süre içinde resmi bir anlaşmayla sonuçlanabileceği konuşuluyor.
Warner bros. discovery iki ayrı şirkete bölünmeye hazırlanıyor
Warner Bros. Discovery, satış sürecinden bağımsız olarak uzun süredir şirketi ikiye ayırma planını hazırlıyordu. Bu plana göre bir tarafta stüdyo ve dijital yayın işinin toplandığı bir yapı, diğer tarafta ise küresel kablo ağlarının bulunduğu ayrı bir şirket oluşturulacak.
Yeni modelde, film ve televizyon stüdyoları ile HBO Max gibi doğrudan tüketiciye ulaşan dijital hizmetler tek bir çatı altında toplanırken, CNN, TNT, TBS gibi lineer (klasik) televizyon kanalları ayrı bir küresel ağ şirketinde yer alacak. Böylece gerileyen kablo TV işlerinin, nispeten daha kârlı görülen stüdyo ve dijital yayın faaliyetlerinden ayrıştırılması hedefleniyor.
İşte Netflix ile yürütülen görüşmeler de tam bu ayrımın ortasına yerleşiyor. Plan, Warner’ın stüdyo ve streaming varlıklarının Netflix’e devredilmesi, kablo ağlarının ise ayrı bir küresel kanal şirketi olarak yola devam etmesi yönünde şekilleniyor.
Streaming pazarında güç dengesi değişebilir
Netflix, zaten en büyük abonelikli dijital yayın platformu olarak sektörde belirleyici bir ağırlığa sahip. Warner Bros. Discovery’nin stüdyoları, dev film ve dizi arşivi ile HBO Max’in Netflix’e katılması, içerik çeşitliliğini daha da artıracak ve rakip platformlara karşı ciddi bir üstünlük sağlayabilecek.
Bu tablo, hem rakip şirketler hem de izleyiciler için yeni bir dönemin kapısını aralıyor. Bir yandan tek bir platformda daha çok içerik toplanması, kullanıcılar açısından pratik ve ekonomik görülebilir. Diğer yandan ise pazarın birkaç dev oyuncu etrafında toplanması, uzun vadede fiyatlar, içerik çeşitliliği ve üreticilerin pazarlık gücü açısından soru işaretleri yaratıyor.
Washington’da rekabet endişeleri güçleniyor
Netflix’in Warner Bros. Discovery’nin stüdyo ve HBO Max varlıklarını devralma ihtimali, Washington’da bazı siyasetçiler ve düzenleyici kurumlar tarafından yakından izleniyor. Özellikle büyük dijital platformların medya ve eğlence pazarındaki payını artırdığı bir dönemde, böyle bir dev birleşmenin rekabeti ne ölçüde kısıtlayacağı tartışma konusu.
Eleştiriler, Netflix’in hem kendi orijinal yapımları hem de Warner’ın dev kütüphanesiyle sektörde “fazla güçlü” bir konuma gelebileceği, bunun da hem bağımsız yapımcılar hem de rakip platformlar üzerinde baskı yaratabileceği yönünde. Buna karşılık, savunma cephesinde yer alan görüşler ise birleşmenin, ölçek ekonomisi sayesinde yapım maliyetlerini düşürebileceğini ve tüketicilere daha cazip paketler sunulmasına imkân tanıyabileceğini savunuyor.
Hollywood’da yeni bir sayfa aralanıyor
Son yıllarda borç yükü, artan maliyetler, grevler ve izleyici alışkanlıklarındaki hızlı dönüşüm nedeniyle sarsılan Hollywood, şimdi bir kez daha büyük bir kırılma ihtimaliyle karşı karşıya. Warner Bros. Discovery’nin, Netflix’in de içinde olduğu bir yapı altında yeniden şekillenmesi, hem stüdyoların çalışma biçiminden hem yönetici kadrolarına kadar uzanan geniş bir dönüşümü tetikleyebilir.
Netflix ise bu süreçten, yalnızca kütüphanesini büyütmüş bir platform olarak değil, Hollywood’un merkezinde söz sahibi bir stüdyo gücü olarak çıkmayı hedefliyor. Anlaşmanın resmileşmesi halinde, Superman’den Harry Potter’a uzanan kült markalar ile HBO imzalı diziler, Netflix’in içerik evreninin yeni omurgasını oluşturabilir.
Önümüzdeki günlerde yapılacak resmi açıklamanın niteliği, sadece bu üç dev şirketin geleceğini değil, eğlence sektörünün önümüzdeki on yılını da şekillendirecek. Şimdi gözler, Netflix ve Warner Bros. Discovery arasında yürütülen bu tarihi pazarlığın nasıl bir metinle imzaya açılacağında.
Berlin 29°C
