sondakika
icon_weather Berlin 29°C
icon_weather Istanbul 33°C
icon_weather London 25°C
icon_weather New York 28°C
icon_weather Tokyo 30°C
×



İBB soruşturmasında iddianame tamamlandı: İmamoğlu için 2 352 yıla kadar hapis istemi

İBB soruşturmasında iddianame tamamlandı: İmamoğlu için 2 352 yıla kadar hapis istemi

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne (İBB) yönelik yürütülen “çıkar amaçlı suç örgütü” soruşturmasında iddianameyi tamamladı.
Başkan Ekrem İmamoğlu’nun da “örgüt kurucusu ve lideri” olarak yer aldığı iddianamede, 105’i tutuklu olmak üzere toplam 402 kişi sanık olarak gösterildi.
3 700 sayfayı aşan dosyada, İmamoğlu hakkında 828 yıldan 2 352 yıla kadar hapis cezası istendi.

“Ahtapotun kolları gibi” bir yapı: İmamoğlu ve yakın ekibi suçlandı

İddianame, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek’in açıklamasıyla kamuoyuna yansıdı.
Savcılığa göre Ekrem İmamoğlu, Beylikdüzü Belediye Başkanlığı döneminde kurduğu “sistemi” daha sonra İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne taşıyarak, “bir çıkar ağı” oluşturdu.
Bu ağın, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın sıkça kullandığı benzetmeyle “ahtapotun kolları gibi” İstanbul geneline yayıldığı öne sürüldü.
İddianamede bu ifade dört kez tekrarlandı.

Savcılık, İmamoğlu’nun yalnızca belediye yönetiminde değil, Cumhuriyet Halk Partisi’nin iç yapısında da etkin bir güç oluşturduğunu savunuyor.
CHP’nin 38. Olağan Kurultayı’nda Özgür Özel’in genel başkanlığa seçilmesinin, “İmamoğlu’nun sisteminin sonucu” olduğu ileri sürülüyor.
Ayrıca Kemal Kılıçdaroğlu’nu partiden uzaklaştırmak amacıyla bazı gazetecilere fon sağlandığı iddiası da iddianamede yer aldı.
Ruşen Çakır, Soner Yalçın, Şaban Sevinç, Batuhan Çolak ve Yavuz Oğhan isimleri “örgüt lehine manipülatif haber yapmak” suçlamasıyla dosyada anılıyor.

İmamoğlu’na 142 ayrı eylemden suçlama
“Suç örgütü kurma”, “rüşvet”, “ihaleye fesat karıştırma” iddiaları

Ekrem İmamoğlu’na yöneltilen suçlamalar 142 ayrı eylemi kapsıyor.
Bunlar arasında “suç örgütü kurma”, “rüşvet alma ve verme”, “ihaleye fesat karıştırma”, “kamu kurumlarını dolandırma”, “suç gelirlerini aklama”, “resmî belgede sahtecilik”, “kamu malına zarar verme”, “kişisel verilerin izinsiz kaydı ve yayılması”, “çevrenin kasten kirletilmesi” ve “Orman Kanunu’na muhalefet” gibi geniş bir yelpaze bulunuyor.
Savcılığın talep ettiği ceza miktarı, alt sınırdan 828 yıl, üst sınırdan 2 352 yıla kadar hapis cezasına denk geliyor.

İddianamede ayrıca “örgütün yöneticileri” arasında İBB Medya AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Murat Ongun, Fatih Keleş, Ertan Yıldız, Adem Soytekin, Hüseyin Gün ve iş insanı Murat Gülibrahimoğlu gösterildi.
Bu isimlerin rüşvet, ihaleye fesat, irtikap, kamu zararına dolandırıcılık ve suç gelirlerini aklama suçlarını işledikleri iddia edildi.

“Etkin pişmanlık”tan yararlanan 76 kişi bulunduğu, ayrıca 15 gizli tanığın ifadelerine yer verildiği belirtildi.
Gizli tanıklar “Meşe”, “Rüzgar”, “Zeytin” ve “Şahin” gibi kod adlarıyla tanımlandı.

Şirketlere el koyma talebi ve CHP’ye kapatma ihbarı
36 kişinin mal varlıklarına tedbir istendi

Savcılık, toplam 36 kişinin şirketlerine ve taşınmazlarına el konulmasını talep etti.
Bu isimler arasında Ekrem İmamoğlu, babası Hasan İmamoğlu, oğlu Selim İmamoğlu, Murat Ongun, eşi Gözdem Ongun ve kampanya danışmanı Necati Özkan da yer aldı.
İddianameye göre bu şirketler, “örgüt gelirlerinin aklanması ve suçta kullanılması” amacıyla faaliyet gösterdi.

Başsavcılık ayrıca, Anayasa’nın 68 ve 69. maddeleri ile Siyasi Partiler Kanunu’nun 101. maddesine dayanarak Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na CHP’nin kapatılması yönünde “ihbarda” bulundu.
Açıklamada, CHP’nin “seçimlerin güvenilirliğini ve demokratik düzeni etkileyecek biçimde sistematik müdahalelerde bulunduğu” iddia edildi.

İddianamede “suçtan zarar gören” kurumlar arasında Hazine ve Maliye, İçişleri, Enerji ve Tabii Kaynaklar, Çevre ve Şehircilik bakanlıklarıyla İBB ve Şişli Belediyesi de gösterildi.
Kamu zararının toplam 160 milyar TL ve 24 milyon dolar olduğu öne sürüldü.

2024 seçimleri ve parti içi çekişmeler iddianamede

İddianame, 2024 yerel seçimlerinde İmamoğlu’nun “kendisine bağlı adayları” belediyelere taşıdığı, bazı ilçelerde aday belirleme süreçlerine doğrudan müdahale ettiği iddiasını da içeriyor.
Ayrıca Beylikdüzü döneminden itibaren süren “rüşvet ağı”nın 2019 İBB seçimleri öncesinde “kampanya fonuna dönüştüğü” savunuldu.
CHP İstanbul il binasının alım süreci, “örgüt faaliyetinin ilk açık göstergesi” olarak nitelendirildi.