sondakika
icon_weather Berlin 29°C
icon_weather Istanbul 33°C
icon_weather London 25°C
icon_weather New York 28°C
icon_weather Tokyo 30°C
×



Dünya ormanlarının yarısı sadece beş ülkede yoğunlaşıyor

Dünya ormanlarının yarısı sadece beş ülkede yoğunlaşıyor

Dünyanın orman örtüsü yalnızca coğrafi dağılım açısından değil, aynı zamanda küresel iklim ve karbon dengesinde belirleyici bir unsur olarak önem taşıyor. Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü’nün (FAO) 2025 değerlendirmesi, bu alanların nasıl birkaç ülkenin elinde yoğunlaştığını gözler önüne seriyor.

Rusya, 833 milyon hektar orman alanıyla dünya toplamının beşte birini tek başına barındırıyor. Brezilya 486 milyon hektarla ikinci sırada, Kanada 369 milyon hektarla üçüncü sırada yer alıyor. ABD’nin 309 milyon, Çin’in ise 227 milyon hektarlık orman alanı bulunuyor. Bu beş ülkenin toplamı, dünya üzerindeki tüm ormanların yarısını oluşturuyor.

Uzmanlara göre bu durum yalnızca ekolojik değil, aynı zamanda politik bir kırılganlık yaratıyor. Çünkü birkaç ülkenin uyguladığı ormancılık politikaları, küresel karbon dengesini, iklimsel su döngüsünü ve biyolojik çeşitliliği doğrudan etkiliyor.

Tropikal ormanlar gezegenin “akciğerleri”

Amazon Havzası, Demokratik Kongo Cumhuriyeti, Endonezya ve Peru gibi tropikal bölgelerdeki ormanlar, küresel ölçekte su buharını dengeleyen ve karbondioksiti emen en önemli ekosistemleri oluşturuyor. Ancak bu ülkeler aynı zamanda madencilik, tarım ve enerji üretimi gibi ekonomik faaliyetlerin yarattığı baskı altında. Birçok bölge, yasa dışı kesim ve yangınlarla karşı karşıya kalıyor.

Bilim insanları, tropikal ormanların yok oluş hızının yavaşladığını ancak doğal orman kaybının hâlâ durmadığını vurguluyor. Özellikle “birincil orman” olarak tanımlanan, insan eli değmemiş ekosistemlerin korunması iklim hedefleri açısından yaşamsal önem taşıyor.

Türkiye orman varlığını artırıyor

Türkiye, küresel ölçekte orman alanı açısından orta sıralarda yer alsa da son yıllarda dikkat çekici bir artış eğilimi sergiliyor. Ülkenin toplam yüzölçümünün yaklaşık yüzde 29–30’unu ormanlar oluşturuyor. Son yirmi yılda yürütülen ağaçlandırma projeleriyle bu oran sürekli yükseldi. Ege, Akdeniz ve Karadeniz bölgelerinde gerçekleştirilen yeniden yeşillendirme çalışmaları, hem erozyonun önlenmesine hem de iklim dayanıklılığının güçlendirilmesine katkı sağladı.

Uzmanlar, Türkiye’nin özellikle kıyı bölgelerinde yaşanan orman yangınlarına rağmen son on yılda net orman alanını artırmayı başardığını belirtiyor. Ancak orman kalitesinin korunması ve biyolojik çeşitliliğin desteklenmesi hâlâ önemli bir sınav olarak görülüyor.

Gelecek için ortak sorumluluk

Küresel tablo, ormanların yalnızca ekolojik değil, ekonomik ve politik açıdan da stratejik bir kaynak olduğunu ortaya koyuyor. İklim değişikliğinin etkilerinin arttığı bir dönemde, ormanların sürdürülebilir yönetimi artık yalnızca çevre politikası değil, ulusal güvenlik ve kalkınma stratejisinin bir parçası olarak değerlendiriliyor.

Türkiye gibi orman alanını genişletmeyi hedefleyen ülkeler için bu tablo hem umut verici hem de uyarıcı. Uzmanlara göre asıl mesele yalnızca yeni ağaçlar dikmek değil, doğanın kendi döngüsü içinde gelişen orman ekosistemlerini korumak. Çünkü dünyanın geleceği, toprağa kök salmış bu yeşil mirasa bağlı.